İnsan, kendisini değiştirmek için bir yolculuğun içine girmeye karar verdiği zaman, evren onun bu değişimi gerçekten ne kadar istediğini anlamak için birtakım testlere tabi tutuyor. Gerçekten bu konuda ne kadar kararlısın anlamak istiyor. Niyetin ne kadar eğilmez? Ne kadar bükülmez?
Bu sebeple de önüne o kişiyi imtihana sokacak ya olaylar çıkartıyor ya da insanlar. Çok basit bir örnekten yola çıkalım, diyelim ki siz kilo vermeye karar verdiniz. Diyet yapıyorsunuz ve bir arkadaşınıza davetlisiniz. İşte bu bir sınav çünkü hem göze ve damağınıza hitap eden bir masa var karşınızda, hem de arkadaşınızın “aman canım bir kereden bir şey olmaz, diyetini evinde yap” sözleri. Hadi bakalım şimdi karar verin, diyet yapma niyetiniz eğilmez, bükülmez mi? yoksa çoktan eğilip, büküldü bile mi?
Aslında tam da bu noktada bunun bir sınav olduğunu fark ederseniz, bu sınavdan geçmek için o masadaki diyetinizle uyumlu olan şeyleri yer ve arkadaşınıza sağlıklı yemeyi tercih ettiğinizi söyleyebilirsiniz. Böylece niyetinizdeki kararlılıkla sınavınızdan geçmeye başlamış olursunuz ama yetmez.
Hatırlamanız gereken şey, evrenin kararlılık testlerini önünüze getirmeye devam edecek olması ve hatta niyet ettiğiniz şeye başladığınızda bunu çok sık yapacağının farkında olmanız. Siz geçmeye devam ettikçe testler azalacak ama ara sıra sizi hep kontrol edecek.
Eğer evren sizin niyetinizden, hiç ödün vermeden devam ettiğinize ikna olursa, artık bu testlerden sınava girmeyeceksiniz. Peki bu nasıl mı oluyor? Aslında olan şey şu; yine önünüze aynı masalar geliyor, yine arkadaşlarınız “hadi ye” diyor ama sizin niyetiniz o kadar eğilmez, bükülmez ki bunlar artık sizin için bir şey ifade etmez noktaya geliyor. Bunun adına da “olanın farkında olarak yaşamak” deniyor ya da ben öyle diyorum.
Bazen da aynı konuda farklı bir teste giriyorsunuz. Bir anda kendinizi, aç olmadığınız halde buzdolabının önünde ya da televizyon karşısında yemek yerken buluyorsunuz. O zaman kendinize şu soruyu sormanızı tavsiye ederim “aç olmadığım halde ne oldu da ben bunu yapıyorum?” Burası çok önemli. Bu sorunun cevabını derin düşünmek için kendinize lütfen biraz izin verin. Eğer orada sizi tetikleyen duygunun ne olduğunu fark edebilirseniz, şifa alanı açılır ve bu durumu düzeltmeye hizmet edecek kişileri ve olayları hayatınıza çekmeye başlarsınız ve şahane değişimler başlar. Farkında olarak yaşamak pozitif değişimleri yaratır. Fark et!
Sizi ve hayatınızı negatif etkileyen her duygu için bunları yapabilirseniz, şifa alanınızın açılmasına izin vermiş oluyorsunuz ve şifa alanınız açıldığında evren önünüze ihtiyacınız olan alanda destek olacak kişileri çıkartmaya başlıyor ve pozitif değişimin nasıl güzel bir şekilde hayatınıza aktığına şahit oluyorsunuz. Fark edip, bunları deneyimlemek için kendinize izin ver.
Şimdi, “aman canım bu kadar basit olsaydı” diye düşünerek, bunları yapmayarak kendinizi sabote etmek bir seçim olabilir ya da “basit en kıymetlidir, denerim” diyerek kendinize bir şans vermek başka bir seçim olabilir. Hangisi?
Hayat sizin, nasıl yaşamak istediğiniz ise sizin seçiminiz ama şunu bilmelisiniz ki bir kurtarıcı yoktur. Herkes kendi kendisinin kurtarıcısıdır.
Arzu ben, hayatı farkındalıkla yaşamanın ne muhteşem açılımlara sebep olduğunu deneyimleyen ve farkındalıkla yaşamak için kendine izin veren bir ruh…
Yorumlar (2)
Nazan Kayran
7 Haziran 2023Tam da bu testler icinde kaybolmuş bir süreçteyken ,satirlarinla karşilaşmak ve bir anda olan bitenin nedenini hatirlamak …tesadüf olmasa gerek .
Sevgili Arzu’cum , yüreğinden akanlar yine şifa oldu .Teşekkürler 💫💖 sevgiler
Arzu Hoşgör Ülger
7 Haziran 2023Canım Nazan’cım ne kadar sevindim. Şifa olsun dilerim güzelliklerle❤️🙏🏻